Site rengi

Tasarım

Kurtuluş Demokratik Halk İktidarında!

03.07.2017
772
A+
A-

Zeytinlikler kurtulur mu?

AKP’giller, ısrarla “Zeytinciliği Koruma Kanunu”nu değiştirmek istiyor. Hamle üstüne hamle yapıyor. Son olarak geçtiğimiz günlerde bir kez daha denedi ama yine başaramadı. Tasarı Meclisteki görüşmeler sırasında geri çekildi. Bunun üzerine Hürriyet Gazetesi, 14 Haziran tarihli nüshasının 1. sayfasında, “ZEYTİNLİKLER KURTULDU”, “VİCDAN VE SAĞDUYU GALİP GELDİ” diye yazıyor.

Peki “zeytinlikler kurtuldu” mu gerçekten?

Hayır. Kurtulmadı. Ve ne yazık ki; AKP’giller iktidarda olduğu müddetçe de kurtulamaz.

Bunu da biz söylemiyoruz. AKP’nin, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü söylüyor. Hem de açık açık. Hem de pervasızca. Hem de suç işleyerek. Ama söylüyor. Söyleyebiliyor. Üstelik aynı haberin devamında söylüyor bunu:

“Getirdiğimiz bu maddede bir yanlış ve kusur bulunmadığına inandığımı tekrar ifade ediyorum. Sayın vekiller, reddetmekle sorun çözülmüyor. Zeytinlik sahalarla ilgili bir tanımın yapılmasına, bunlarla ilgili bir yapılanmaya, siz ne derseniz deyin, ihtiyaç var. Bu ihtiyaç giderilmedikçe 7 defa da, 17 defa da, 27 defa da bu düzenleme Meclis’e gelebilir. Dünya dönmüyor deseniz de dönüyor.” (agy)

Gördüğümüz gibi, Bakan; “7 defa da, 17 defa da, 27 defa da bu düzenleme Meclis’e gelebilir.”, diyor.

Ve ardından bundan 10 gün sonra, 24 Haziran’da bir açıklama daha yaparak diyor ki:

“Vazgeçtiğimizi düşünmeyin”!

Yani AKP’giller kararlı. Zeytinliklerimizi peşkeş çekecekler yandaşlarına.

Niye?

1939 tarihli “3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun”na göre; zeytin ağaçları koruma altında. Zeytinliklerin 3 kilometre uzaklığına, zeytinyağı fabrikaları dışında fabrika, tesis vb. kurulamaz. İşletilemez.

İşte AKP’giller, bu kanunu değiştirerek, zeytinlikleri imara açarak, villa, otel vb. yaptırmak istiyorlar. Zeytinlik alanları madencilere peşkeş çekmek istiyorlar. Ve gördüğümüz gibi kararlılar bu konuda. Ve değiştirecekler yasayı. Halkımız kararlı bir direniş gösterip mücadeleyi kazanmazsa bu kaçınılmaz görünüyor.

Yani AKP’giller, “Suyumu niye bulandırdın?” diyorlar “Kanun”a, fıkradaki kurt gibi. Biz ne güzel vurgunlar vuracaktık, komisyonlar alacaktık. Sen bizi engelliyorsun, diyorlar Kanuna.

Bakın, AKP’nin bir Bakanı, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, ne demişti geçtiğimiz günlerde:

“Tüm hırsızlıklar imardan geliyor” (Hürriyet, 5 Haziran 2017)

İşte size açık, net bir itiraf.

 Zeytinlikleri ne yapmak istiyorlar?

İmara açmak!

Yani hırsızlıklara açmak. Vurgunlara, talanlara açmak.

 

Trakya kurtulur mu?

AKP’giller, vurguna, talana doymuyorlar. Sadece zeytinlikleri imara açmak istemekle kalmıyorlar. Aynı zamanda, Trakya’daki su havzalarını; ayçiçeği, çeltik, kanola tarlalarını da imara açmak istiyorlar. Termik santral yapmak istiyorlar bu güzelim topraklara.

O Trakya ki, “(…) Türkiye’nin ekili ayçiçek topraklarının % 73’üne ev sahipliği yapıyor. Çeltik üretiminin % 58’i, Kanola üretiminin de % 76’sı Trakya’da gerçekleştiriliyor. (…)

“Trakya’ya yapılması planlanan kömürlü termik santral projesi, İstanbul’da büyük bir etki yaratacak.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) ölçüm verilerine göre Türkiye’nin 12 şehrindeki (İstanbul dahil) zehirli parçacıklı madde (PM 2.5) seviyesi, WHO’nun “kabul edilebilir” olarak önerdiği rakamın en az 3 katı. Yapılması planlanan santrallar, bu oranı daha da yükseltecek. Trakya’nın ve İstanbul’un nefesi kesilecek. (…) (greenpeace.org)” (http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/yalcin-bayer/cicek-gibi-trakyaya-ne-oluyor-40482069)

İşte size bir yağma, talan ve vurgun alanı daha… Yani AKP’giller ve onların arkasındaki yerli yabancı Parababaları, tarımımızı yok etmek, yabancı ürünlere bağımlı hale getirmek istiyorlar halkımızı. Bunun için de ne gerekiyorsa yapıyorlar. Bunlar onların doğası gereği.

 

Askeri araziler kurtulur mu?

 Bildiğimiz gibi askeri alanlar, şehirlerimizin merkezlerinde kaldı. Ve büyük alanları kaplıyorlar. Özellikle 15 Temmuz Ganimet Paylaşım Savaşı sonrası, şehir merkezlerindeki askeri okullar, birlikler vb.leri kapatıldı. Üzerindeki binalar ve arazileri şu anda boş durumda.

Bu durum AKP’giller’in iştahını kabartıyor. Ağızlarını sulandırıyor. Ağızlarından salyalar akarak, Allah Allah! çekiyorlar bu arazileri ve binaları ele geçirmek için. Nihayetinde de ele geçirmişler. İşte 14 Haziran tarihli Hürriyet Gazetesi’nden Gülistan Alagöz’ün haberi:

“Askeri lojman yerine 1.7 milyarlık proje

“İstanbul Zeytinburnu’nda askeri lojmanların bulunduğu 97 bin metrekare alan ihale edildi. İhalede kazanan Güney Gayrimenkul, Baş Yapı İnşaat, Esta İnşaat ve Elit Vizyon Yapı iş ortaklığı oldu. Ortaklar satış değeri için 1 milyar 730 milyon lira teklif ederken, şirket payı olarak Emlak Konut’a 640 milyon 100 bin lira taahhüt etti.

“(…)

“Eski askeri lojmanların bulunduğu İstanbul Zeytinburnu’ndaki arsa 97 dönüm. Bu alanda 61 bin 845 metrekare inşaat yapılacak. Arsanın büyük bir bölümü park alanı olarak ayrıldı. Buna göre, toplam 55 bin 176 metrekarelik alan park olarak değerlendirilecek. Konut, ticaret, turizm, dini tesis alanlarının yer alacağı projede yükseklik tarihi yarımada silüeti de dikkate alınarak 35.5 metre ile sınırlandırıldı.” (http://www.hurriyet.com.tr/askeri-lojman-yerine-1-7-milyarlik-proje-40488996)

Gördüğümüz gibi gitmiş koca arazi. Yok en büyük pay park alanı olarak ayrılmış, yok yükseklik 35,5 metre ile sınırlandırılmış vb. vb…

Sonuç?

Satılmış. Yeyim edilmiş.

Ayrılan park alanı mı?

Bir imar değişikliğine bakar. Aldı mı İBB Meclisi bir karar, bitti! Sen sağ ben selamet olur. Parkın yerinde yeller eser… Bunun örneği o kadar çok ki.

Ya Boğaz’daki Kuleli Askeri Lisesi ve onun 180 dönümlük arazisi ne olacak?

25 Nisan tarihli haber şöyle bu konuda da:

“Kuleli müze olacak

“Hürriyet’te yer alan habere göre Fikri Işık, askeri okullar kapatıldıktan sonra ne olacağı merakla beklenen Kuleli Askeri Lisesi hakkında da konuştu. Işık, Kuleli Askeri Lisesi’nin tarihi ön bina kısmının Kültür ve Turizm Bakanlığı’na verileceğini ve müze olacağını da açıkladı.”

Ya kalan kısım? Ki en büyük bölümü de orası oluşturuyor. Orası ne olacakmış?

“Kuleli Askeri Lisesi’nin arazisinin büyük olduğunu söyleyen Işık, kalan kısmıyla ilgili başka bir çalışma yapıldığını belirtti.” (http://www.cnnturk.com/turkiye/kuleli-askeri-lisesi-muze-oluyor)

Yani peşkeş çekilecek. Daha nasıl söylesin Bakan?..

 

AKP’giller bütün bunları nasıl gerçekleştiriyor?

AKP’giller bir tek şeye, bir tek güce, bir tek Tanrıya inanıyorlar: Para Tanrısına!

Onun dışında hiçbir şey onları ilgilendirmiyor. Baktıkları tek şey: vurgun var mı? Talan var mı? Kâr var mı?

Onlar varsa, kanun manun hak getire… İstediklerini yapıyorlar. Yapabiliyorlar.

Çünkü şu anda onları engelleyebilecek bir güç yok. Yığınları harekete geçirebilecek, onları yönlendirebilecek bir güç yok ne yazık ki.

Halkın Kurtuluş Partisi olağanüstü çaba sarf ediyor, mücadele ediyor. Eylem yapıyor, dava açıyor. Kitaplar çıkartıyor ama henüz bunları engelleyebilecek güce erişemiyor. Mücadelesini, eylemlerini duyurabilecek kitle araçlarına erişemiyor. Burjuva medyasının ablukasını henüz yaramıyor.

 Halkın Kurtuluş Partisi, AKP’giller’in yaptığı yolsuzlukların, vurgunların, talanların önlenmesi için sürekli suç duyurusunda bulunuyor. Ama ne oluyor?

Savcı barajını aşamıyor büyük çoğunlukla. Arada, İstanbul Pendik örneğinde olduğu gibi, suçlular hakkında dava açılmasını sağlayabiliyor, ya da bedelsiz verilen kamu mallarına düşük miktarda da olsa bir bedel ödenmesini sağlıyor ama genellikle sonuçsuz kalıyor bu suç duyuruları.

Onların vurgunlarına, talanlarına, yağmalarına, peşkeşlerine dur, diyebilecek bir yargı yok.

Yargı, hepimizin gördüğü gibi, AKP’nin hukuk bürolarına dönüştürüldü.

Tabiî HKP, bütün bunları bilerek, öngörerek suç duyurularını yapıyor. AKP’nin hukuk bürolarından bir şey beklemiyor. Tarihe not düşüyor. Yarın İşçi Sınıfı iktidarı kurulduğunda hesap sormak için yapıyor. Dosyalar oluşturuyor bugünden gelecek kuşaklara.

Bu vurgun, bu talan, bu yağma düzeni, bu hırsızlıklar, bu zalimlikler sürgit böyle sürmeyecek. Uyanacak Halkımız. Ve baş kaldıracak. İsyan edecek! Yeter be! diyecek yerli yabancı zalimlere. Vurgunculara. Ve kuracak Demokratik Halk İktidarını! Mutlaka kuracak!