Site rengi

Tasarım

Makro İşçileri: “Bu Direniş bizim umut ışığımız”

08.02.2019
1.008
A+
A-

Kurtuluş Yolu gazetesi olarak direnişteki Makro Market İşçileri ile  Ankara Makro Genel Merkezi önünde yaptığımız röportajı aynen yayınlıyoruz.

Kurtuluş Yolu: Ankara Makro Marketin Genel Merkezi önünde Makro Direnişçi İşçileriyle beraberiz. Arkadaşlar merhaba. Öncelikle hepinize hayırlı uğurlu olsun.

İşçiler: Teşekkür ederiz.

Kurtuluş Yolu: Öncelikle kendimizi tanıtarak süreci özetleyelim. Bugünlere nasıl geldik, nasıl başladık?

Ömer Taş: İsmim Ömer Taş. 10 yıldır Makro Market’te çalışıyorum. Bunun 5 yılı Eryaman 1 mağazasında, 5 yılı ise pasta imalatında çalıştım. Sürecimiz, arkadaşların İstanbul’daki direnişleriyle başladı. Daha sonra buraya sirayet etti. Gülay arkadaşlarımız burada daha etkin rol oynadı, bizlerin toplanmasına vesile olan da bir yerde odur. Sürece hepimiz birbirimizden bilgi alarak Nakliyat-İş Sendikası öncülüğünde başladık. Şu anda sayımız yaklaşık binleri buldu.

Biz haklarımızı istiyoruz. Çocuklarımızın haklarını. Yıllardır bayramdan seyrandan, hiçbir şeyden kaçınmadan çalıştığımız haklarımızı istiyoruz. Olay bu. İnşallah bu süreç de güzel bir şekilde neticelenecek. Ayın 5’ine kadar burada oturma eylemine devam edeceğiz. Tabiî diğer eylemlerimiz devam edecek, durmayacağız. Haklarımızı alana kadar bu işin peşini bırakmayacağız.

Kurtuluş Yolu: Peki bu süreçte sizi neyi bahane ederek çıkardılar?

Cüneyt Yıldız: İsmim Cüneyt Yıldız. 15 senedir Makro Market’te çalıştım. Bizi çıkartırlarken bize şunu söylediler:. İki üç ay içerisinde tazminatlarınızı ödeyeceğiz, dediler. Şu an nerden bakarsanız 7 ay oldu. Hâlâ bir tazminat ödemesi yok. Nakliyat-İş Sendikası ile birlikte yürümeye başladık. Nakliyat-İş Sendikası gerçekten bizim önümüzü açan sendika oldu. Neden diyeceksiniz? Çünkü Biz hepimiz bir araya gelemezdik ama Nakliyat-İş Sendikası elimizi tuttu ve biz bu çoğunluğu sağladık. Birçok kişinin izin paraları yatmamıştı ve şu an Nakliyat-İş Sendikası’nın sayesinde birçok kişinin izin paraları yattı.

Kurtuluş Yolu: Son süreçte bu bir kazanım oldu. Yani Direniş meyvesini vermeye başladı.

Cüneyt Yıldız: Aynen. Çok iyi oldu. Zaten Makro’nun patronları da Nakliyat-İş Sendikası ile bu çoğunluğu görerek geri adım atmış oldular. Şimdi Martın 5’inde bizim mahkememiz var tekrardan. Bu mahkemede bilirkişi açıklama yapacak. Bilirkişiden onay geldiği anda Nakliyat-İş Sendikası ile birlikte zafer kazanmış olacağız.

Kurtuluş Yolu: Direnişin Öncü İşçilerinden Gülay hanıma sormak istiyorum; Nakliyat-İş Sendikası’nı çok yakından takip ediyoruz. Sadece kendi işkolu değil Türkiye’deki bütün işkollarında mağdur olan, mücadele etmeye çalışan, hakkına arayan, tüm İşçi Sınıfına önderlik eden, başta Genel Başkan Ali Rıza Küçükosmanoğlu olmak üzere mücadele eden bir sendika. Makro İşçileriyle Nakliyat-İş Sendikası’nın buluşması, kaynaşması, mücadeleye başlamanız nasıl oldu?

Gülay Aydın: İşten çıkarıldıktan sonra tek başıma Sendika Başkanımız Bayram Bey ile görüştüm. Arkadaşlarımıza ulaştık. Hep beraber mücadelemize devam ettik ve bugünlere geldik çok şükürler olsun. Yılmadan mücadelemize devam edeceğiz.

Ömer Taş: Şunu da ekleyebiliriz. Eğer Nakliyat-İş Sendikası mahkemeye dâhil olmamış olsaydı, şu anda hakların ödenmesi ile ilgili herhangi bir durum olmazdı. Bayram Bey ve Genel Başkanımız mahkememize de katılarak haklarımızı dile getirdiler. Eğer bu olmasaydı bugün bu durumda olmazdık. Bunların hepsi Nakliyat-İş Sendikası’nın sayesinde oldu. Gerçekten hepsine birer birer teşekkür ediyorum. Eğer sendikamız olmasaydı hiçbir kazanım olmayacaktı. İzin paralarımız yattı. Bu da bunların bir kazanımı. Mahkeme sürecine dâhil olmamız Nakliyat-İş sayesinde oldu.

Kurtuluş Yolu: Sendikadan aldığınız bilgiler doğrultusunda süreci nereye kadar götürmeyi düşünüyorsunuz?

İŞÇİLER: Sonuna Kadar!

Abdullah Kır: Allah’ın izniyle sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu Direniş bizim umut ışığımız. Nakliyat-İş Sendikası bizim öncümüz. Allah bin kere razı olsun onlardan. Biz sadece hakkımızı arıyoruz. Bizim kimseden başka bir isteğimiz yok ve kesinlikle çok mağduruz. Ben 5 aydır iş bulamadım. Çok zor durumdayız. Biz sadece haklarımızı almak istiyoruz. Tazminatlara çok ihtiyacımız var.

Ömer Taş: Hiçbir karşılık beklemeden sendika yanımızda, her hangi bir talepleri olmadı. Biz de sonuna kadar Nakliyat-İş Sendikası ile devam edeceğiz.

Kurtuluş Yolu: O zaman şöyle bir soru sormak istiyorum. Nakliyat-İş Sendikası’nın işkolu; market işçilerini kapsamıyor. Bu işkoluna bağlı sendikaların da olduğunu biliyoruz.

İşçiler: Sarı Sendikalar!

Kurtuluş Yolu: Bu sendikaların herhangi bir destekleri var mı?

İşçiler: Kesinlikle olmadı.

Cüneyt Yıldız: Şöyle söyleyeyim. Mücadele İstanbul’da Uyum İşçilerine Nakliyat-İş Sendikası’nın önderlik etmesiyle başlıyor. İstanbul’daki arkadaşların özverili çalışması ve Nakliyat-İş Sendikası ile beraber yürümelerinden kaynaklı 95 kişin tazminatları alınıyor. Ben Kurtuluş Savaşı diyorum buna, Kurtuluş Savaşı’nı oradan başlattılar. Ondan Sonra Ankara süreci başladı. Şimdi hakkını yememek lazım, o süreçte bir arkadaşımız vardı. Ankara Genel Merkeze geldiklerinde, Uyum-Makrolar geldiğinde, sadece aramızdan Gülay Hanım katıldı. Yani bu çok kötü bir şey aslında. Çünkü Gülay Hanım katıldığında bazı arkadaşlar inanmadı bu davaya. Ama Nakliyat-İş Sendikası önderliğinde tekrardan bir birliktelik oldu. Yani biz bunu bireysel olarak yapsaydık emin olun bir sonuç alamazdık.

İşçiler: Sonuç alamazdık. Hiçbir yere varamazdık.

Cüneyt Yıldız: Ama sonuçta şimdi Nakliyat-İş Sendikası bizi yönlendirerek ve güzel şeyler vererek bu süreçte Nakliyat-İş Sendikası ile beraber zafere doğru adım atmaya başladık. Yıllık izin paramızı yatırmıyorlardı. Temmuzda çıkan arkadaşlarımızın, haziranda çıkan arkadaşlarımızın izin paralarını bile yatırmadı bunlar. Baktılar ki karşılarında bir Direniş var, mücadele var, otomatikman izin paralarını yatırmaya başladılar. İnşallah Allah’ın izniyle Nakliyat-İş Sendikası ile birlikte tazminatlarımızı da alacağız, bundan eminiz.

İşçiler: Bundan Eminiz.

Gülay Aydın: Biz Genel Merkeze gidip Şeref Beyden haklarımızı istediğimiz zaman bizi aşağılamış ve bizi dışarı attırmıştı. Bize; köpekler, demişti. Ben Şerif’e seslenmek istiyorum: Ben köpek değilim. Ben o lafı ona yedireceğim, görecek!

Kurtuluş Yolu: Burada diğer işçi arkadaşlarımız da var. Dnları da tanıyalım, görüşlerini alalım.

Ayşe Özçelik: Ben 17 yıl çalıştım Makro Market’te. 17 yıl gecemiz gündüzümüz Makro oldu. Özel hayatımız olmadı, sosyal hayatımız olmadı. Markette çalışmak çok zordur. Herkes bilir bunu, markette çalışan insanlar bilir özellikle. 17 yıl emeğimizi verdik, tazminat hakkımızı kazandık. Bir de bu tazminatımızı almak için emek veriyoruz. Emeğimizi almak istiyoruz.

Sevim Yıldız: Ben Sevim Yıldız. Abidinpaşa 1’de çalışıyordum. Toplam 12 yıldır Makro Market’te çalıştım. Ben sadece hakkımı istiyorum. Ben buraya başladığım zaman benim kızım 2 yaşındaydı. Ben kızımı bırakarak işe başladım. Ve şimdi 14 yaşında, kendimin ve kızımın hakkını istiyorum. Bütün arkadaşlarımızın hakkını istiyoruz. Yani fazla bir şey istemiyoruz. Ne zekât istiyoruz, ne fitre istiyoruz, ne sadaka istiyoruz. Ben sadece 12 yıllık emeğimi istiyorum. Fazla hiçbir şey istemiyorum.

Ayşe Özçelik: Bize güvenin, diyorlar. Biz güveniyoruz ama ortada hiçbir şey yok. Bir sene boyunca hiç kimse bir kuruş alamadı. Sadece Sendika sayesinde paralar ödenmeye başladı. Bu da bize örnek oldu. Ve biz de başvurduk doğal olarak hakkımızı Nakliyat-İş Sendikası ile alacağımızı düşündük.

Kurtuluş Yolu: Biz de Kurtuluş Yolu Gazetesi olarak şunu söylüyoruz: Zafer direnen emekçinin olacak”

İşçiler: İnşallah.

Kurtuluş Yolu: Biz de yayın organlarımızla çalışan arkadaşlarımızla sürekli arkanızdayız bu röportajı da gazetemizde olduğu gibi yayınlayıp herkese dağıtacağız.

Cüneyt Yıldız: Biz o kadar çok basına da gittik ki ama basından hiçbir dönüş olmadı bize. Oraya gittik buraya gittik olmadı. Şimdi siz buraya gelip bizimle röportaj yaptığınızdan dolayı da Makro Market Direnişçi İşçileri olarak size teşekkür ediyoruz.

Ömer Taş: Son olarak; yine gazetenize teşekkür ediyorum. Şu Türkiye’de her şeyin haberi yapıldı. Hayvan haklarına saygı duyuyorum ama şurada 6500 personel var. Biz 1100 kişi ile toplandık. Bir tane yayın organı gelip de bunu yayımlamadı. Demek ki kedi ve köpek kadar değerimiz yok. Demek ki medya zenginlerin yanında. Biz bunu gördük. Parababalarının yanında. Bu kadar insanın hakkını gelip de bir tane gazeteci yayınlamadı, yazıklar olsun, diyorum. Demek ki insan hayatının, işçi haklarının Türkiye’de hiçbir önemi yokmuş, biz bunu öğrendik. Size de ayrıca teşekkür ediyorum, sağ olun.

Kurtuluş Yolu: Görünen o ki bu mücadele sadece gasp edilen tazminat haklarınızın alınması mücadelesinden çıkmış; Onur mücadelesine, Emek Mücadelesine dönüşmüş. Tebrik ediyoruz sizleri.

İşçiler: Tabiî ki de öyle. Bu mücadele bizim için onur, gurur mücadelesi olmuştur. Kazanana kadar durmayacağız. Zafer bizim olacak!

Kurtuluş Yolu: Teşekkür ederiz.

İşçiler: Biz Teşekkür ederiz.

25.01.2019